İHTİYAÇLARIMIZ
Dünyanın en
güzel manzarasını hayal edin Bu en güzel manzaralı yerin ortasında dünyanın en
rahat koltuğunda oturduğunuzu. Yine dünyanın en güzel yiyeceklerini, en güzel
insanları, en güzel kokulu çiçekleri, en temiz havayı, aklınızın alabildiği en
güzel şeyleri hayal edin… Ve hayal ettiğiniz o yerde, o rahat koltukta
istediğiniz zaman oturup, yiyip, içip, seyredip, istediğiniz zaman istediğiniz
şekilde uyuyorsunuz. Nasıl, çok iyi geldi dimi? Hayal etmesi bile harika. Ama
bir kısıtlılık var, boşaltım ihtiyacı dışında o rahat koltuktan kalmak yok. Bu
kısıtlanmışlıkla hayalimiz gerçek olsa ne kadar devam eder? Bir gün? Bir hafta?
Bir ay? Bir yıl? Mükemmel bir yer olsa bile sadece dinlenerek ne kadar sürer?
Sürse de hala mükemmel ve dünyanın en güzel yeri gibi hisseder miyiz? Neden bu
hayali ölene kadar yaşayamıyoruz? Tüm bu soruların yanıtları ihtiyaçlarımızın
neler olduğunda yatıyor.
İnsan olarak
yaşayabilmemiz ve türümüzü devam ettirebilmemiz için bazı temel ihtiyaçlarımız
var. Bir bitkinin büyümesi için toprak, su, güneş ışığı, sıcaklık nasıl gerekliyse,
bizlerinde fizyolojik, sosyal,
psikolojik ihtiyaçlarımız büyümemiz ve gelişmemiz için bu kadar gerekli. Bu
ihtiyaçların süresi, yoğunluğu kişiye göre farklılaşsa da, temel olan
ihtiyaçlarımız karşılanmazsa bir bitkide olduğu gibi bizler de hastalanabilir hatta
ölebiliriz.
1. FİZYOLOJİK
İHTİYAÇLARIMIZ; Bu ihtiyaçlarımızın en başında fizyolojik ihtiyaçlarımız vardır;
beslenme, sıvı tüketme, boşaltma, uyuma, cinsellik ve nefes alıp verme
başlıcalarındandır. İhtiyaçlarımızın temelinde doğuştan getirdiğimiz
açlıklarımız yatar, ihtiyaçlarımızı yerine getirerek açlıklarımızı doyurmuş
oluruz.
2.
PSİKOSOSYAL
İHTİYAÇLARIMIZ; Bir kişinin sağlıklı bedensel gelişiminin dışında, birey olarak
gelişmesi ve toplumda sağlıklı ilişkiler kurması için gereklidir. Başlıca psikososyal
ihtiyaçlarımız, güvenlik ihtiyacı, iletişim ihtiyacı, kendini değerlendirme
ihtiyacı, kendini geliştirme ihtiyacı, benlik yüceltme ihtiyacı ve başkaları
ile birlikte olma ihtiyacıdır.
a.
Güvenlik
ihtiyacımız,
temel olarak fizyolojik ihtiyaçlarımız karşılandıktan sonra, kişinin rahat ve
huzurlu, kendini güvende hissetmesi durumudur. Diğer sosyal ve bilişsel
becerilerini gerçekleştirebilmesini kolaylaştırır. Kişi fiziksel güvende
hissetmiyorsa yahut ruhsal olarak kendini tehdit altında hissediyorsa, doğru
kararlar veremez, kendini yansıtamaz, ruh sağlığı çok hızlı bir şekilde
bozulabilir.
b.
İletişim ihtiyacımız
uyarılma
ve tanınma açlığını doyurur. Sinir sistemimizin görevini sağlıklı bir şekilde yerine
getirebilmesi için beyinde bulunan uyarılma sistemimizin düzenli olarak
uyarıcılar alması gerekmektedir. Yapılan bazı araştırmalar, bebeklik döneminde
çok az uyarıcı alan (sevilmeyen, dokunulmayan, öpülmeyen, uyaransız bir alanda
bırakılan vb.) bebeklerin zihinsel ve sosyal zekâsında geriliklerinin
olabildiğini, hatta bazı vakalarda bebek ölümleri ile de sonuçlanabildiğini
göstermektedir. Tanınma açlığı ise, başkalarının bizim varlığımızı gördüklerini
veya hissettiklerini iletmesiyle doyurulur. Sıcacık bir bakış, şefkatli bir
dokunuş eğer çok acıkmadıysak tanınma ihtiyacımızı doyurabilir. Değişik yerler
görmek, başkaları ile aktif iletişimler kurmak, samimi ve sıcak ilişkiler yaşamak
beynimizin biyokimyasını
olumlu anlamda etkilediği gibi tanınma ve uyarılma açlığımızın da doymasında
faydalı olacaktır.
c.
Kendini
değerlendirme ihtiyacı, bireyin kendi becerilerini, yetenek ve
kanaatlerini keşfetmesine, doğru kararlar vermesine, kendini ayarlamasına
yarar.
d.
Kendini
geliştirme ihtiyacı,
benliğimizi geliştirmek, daha iyiye götürmek için doğuştan getirdiğimiz bir
ihtiyaçtır. Bireyin ve toplumların gelişimini sağlar, üretkenliğimizi, bilişsel
becerilerimizi ve yaratıcılığımızı arttırır.
e.
Benlik yüceltme
ihtiyacı
daha çok olumsuz deneyimler yaşadığımızda ortaya çıkar. Başarısızlık, talihsiz
bir olay, olumsuz eleştiri aldığımızda kendimizi bizden daha kötü durumda olan
kişilerle kıyaslayarak öznel iyi oluş duygumuzun zedelenmesini önleriz,
kendimizi yücelterek iyi oluş duygumuzu arttırırız.
f.
Başkalarıyla
birlikte olma ihtiyacı sosyalleşmemiz için gerekli becerileri geliştirir.
Hoşgörülü olma, iletişim becerileri, samimiyet, sıcakkanlı olma gibi
becerilerimiz bu ihtiyaç sebebiyle gelişmiştir. Başkalarıyla birlikte olma
aslında benliğimizi değerlendirmemizi de sağlamaktadır. Bizimle benzer, aşağı
ya da yukarı durumda olan kişilerle kendimizi kıyaslayarak bazen iyi oluş
duygularımız artar, bazen kendimizi geliştirir ve bazen de belirsizlik
duygusundan uzaklaşırız.
Nasıl beslenme ihtiyacımızı az ya da çok karşılarsak rahatsızlık
hissederiz, uzun vadede bu dengesizlik devam ederse de hasta oluruz,
psikososyal ihtiyaçlarımızı da yeterince doyurmazsak ve bide bu dengesizlik
uzun süre devam ederse ruh sağlımız bozulur. Hangi alanda çok aç ya da çok tok
olduğunuzu görüyorsanız, o alanda uygun şeyleri kendiniz için yapsanız iyi
olur.
Saygı ve sevgilerimle…
Meltem
Şahiner
PSİKOLOG
İlk Nefes Psikoloji ve Atölye Merkezi
Ayvalık/ Balıkesi